SULTAN MAHMUT’TAN BİR HATIRA
Rivayet edilir ki Sultan İkinci MAHMUT Han’a birileri keçi boynuzunun faydalarını anlatmış uzun uzun . O da merak edip ,tadına bakmak isteyince bulmuşlar bir yerlerden bir gün ve getirmişler sultanımıza takdim etmişler.
Sultan Mahmut Han almış ,bir iki çiğnemiş ama istediği ve umduğu gibi bir tat elde edememiş. Bunun üzerine:
“-Bir lokmacık bal için bir çeki odun çiğneyemem,” deyip keçiboynuzlarının önünden kaldırılmasını istemiş. ,
Sultanımız keçi boynuzlarını çiğnemekten üşenip önünden kaldırılmasını istemiş amma ,faydalarını uzmanlar da anlatıyor. Aşağıdaki satırları beraber okuyalım mı?
HARNUP NAM-I DİĞER KEÇİBOYNUZU
Keçi boynuzu dediğimiz ağaç ,Anadolu’muzda bazı yörelerde harnup olarak da bilinir. Yeryüzünün en eski bitkilerinden olup anavatanı olarak Güney Anadolu, Suriye, Kıbrıs, Yunanistan, İspanya, Fas, Tunus,Cezayir, Filistin ve Libya olup memleketimizde, Antalya, Mersin,Silifke, Datça dolaylarında yaklaşık 1500 km2 lik sahil şeridinde doğal olarak yetişmektedir.
Keçiboynuzu, yetişmeye başladığı ilk 15 yıl meyve vermeyen bir bitkidir. Meyveleri ilk başlarda yeşil olup, olgunlaştıkça kahverengileşir ve tam olgunlaşınca parlak kahverengi bir renk alır.
Keçiboynuzunun en büyük özelliği, nefes darlığına karşı oldukça etkili olmasıdır. Keçiboynuzunun nefes darlığına karşı etkili olan etkin maddesi hemen hemen başka hiçbir bitkide bulunmamaktadır.
Bu etkin madde aynı zamanda bazı alerjik astım rahatsızlıklarında öylesine etkilidir ki; derhal sonuç almak mümkün olabilmektedir. Ayrıca alerjinin neden olduğu nefes darlığı problemlerinde büyük bir başarıyla uygulanabilir.
Keçi boynuzu baklagiller familyasından olup bir çok yan ürünü elde edilerek kullanılmaktadır.
Keçi boynuzunun yapısı karbonhidratlar, şekerler (sakkaroz, glikoz), selüloz, azotlu bileşikler, tanen ve sabit yağları ihtiva etmektedir.
Dut pekmezinde olduğu gibi aynı yol izlenerek harnup pekmezi elde edilmektedir. Çok besleyicidir. Özellikle çocuklarda kemik gelişimini sağlar. Yapısında bol miktarda potasyum, fosfor, demir, çinko, bakır bulunduğundan, kemik erimesi, kansızlık, zayıflık, demir eksikliği durumlarında doğal şifa kaynağıdır. Şeker hastaları kullanmamalıdır.
“Boynuzun kendisi kansızlık, şeker hastalığı gibi rahatsızlıklarda oldukça etkili. Keçi Boynuzu Pekmezi ise bronşit, nefes darlığı, kansızlık, şeker oranını düşürme gibi rahatsızlıklarda kanıtlanan bir etkiye sahip.
Keçi Boynuzu en çok Araplar ve Ruslar tarafından satın alınmaktadır.
Keçi Boynuzu’nun çekirdeği eczacılık alanında kullanılıyor.
Araplar Keçi Boynuzu’nu un haline getirerek tatlıların üzerinde kullanıyor.
Ruslar ise daha değişik bir alanda kullanıyor. Ruslar Keçi Boynuzu’nu pestil haline getirerek sıcak ve zinde tuttuğu için askerlerine veriyor.
Keçi Boynuzu ve Andız Pekmezi’nin gerçekten vücudu sıcak tuttuğu kanıtlanmıştır.
Keçiboynuzunun içerdiği gallik asit insan sağlığı üzerinde öylesine çok yönlü özellikleri olan bir maddedir ki, bu özelliklerinden bazıları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
Analgesic: Ağrı kesici
Antiallergenic: Alerjiye karşı
Antiasthmatic: Astıma karşı
Antibacterial: Bakteri yok edici
Antibronchitic: Bronşite karşı
Anticancer: Kansere karşı
Antihepatotoxic: Karaciğeri toksinden arındırıcı
Antioksidant: Serbest radikalleri yok edici
Immunostimulant: Bağışıklık sistemini güçlendirici
Antiviral: Mikroplara karşı
Antiseptic: Antiseptik
Cancer-preventive: Kansere karşı koruyucu
Bronchodilator: Bronş genişletici
Antipolio: Çocuk felçine karşı
Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi gallik asit çok yönlü bir maddedir. Bu maddenin belirtilen bu özelliklerini artıran ve takviye eden keçiboynuzunda bulunan promotor maddelerdir. Akciğer ödemine karşı keçiboynuzunun desteği bulunmaz bir imkân. Balgam söktürücü gücü ve astım a karşı olan tedavi edici gücü çok fazladır.
Sigara içenler keçiboynuzuna başladıktan bir iki gün sonra nasıl balgam çıkardıklarını hayretle gözleyeceklerdir.
Keçiboynuzu, insanlığın korkulu rüyası ,akciğer kanserini %90 oranında önleme gücüne sahiptir.
Özellikle sigara içen insanlarda akciğer kanserine yakalanma riskinin ne kadar yüksek olduğu, bu konuyla ilgili hemen her klinik deneyde ortaya konmaktadır. Keçiboynuzu akciğer kanserini önleyen mükemmel bir meyvedir.
Ancak, akciğer kanserine yakalanmış olanlar için tedavi etme gücü çok zayıftır. Çünkü bir bitkinin hastalığı önleyici özelliği ile hastalığı tedavi etme özellikleri birbirlerinden farklı şeylerdir. İşte keçiboynuzunun akciğer kanserini tedavi etmekteki gücünü artırıcı farklı etkin maddeler içeren ikinci bir bitkiye ihtiyaç vardır. Bu ikinci takviye bitki kırmızı turptur.
Keçiboynuzunda kolesterol bulunmaması ayrı bir avantajdır. Kaffein ve theobromine içermediği içinde tansiyon problemi olanların rahatlıkla kullanabilecekleri bir bitkidir. Fosfor ve kalsiyum bakımından zengindir.
Bu nedenle osteoporoz (kemik erimesi) rahatsızlığı olanlara kalsiyum ihtiyaçlarının karşılanmasında çok iyi bir destekleyicidir.
KEÇİBOYNUZU PEKMEZİ
Faydaları:
* Kalsiyum bakımından çok zengindir (sütün 3 katı)
* İçindeki E vitamini sayesinde; öksürüğe, gribe, kemik erimesine ve Kansızlığa iyi gelir
* Balgam söktürür, göğsü yumuşatır, bronşları açar, sigara tiryakileri için faydalıdır ve nefes darlığına oldukça etkilidir.
(Alerjik nefes darlığı çekenlere ısrarla keçiboynuzu pekmezi tavsiye edilir.)
* Yüksek ham selüloz etkisi ile bağırsak rahatsızlıklarına ve gastrite etkilidir.
*Mide ve bağırsak gazlarını dışarı atarak mide şişkinliğini giderir.
*Bağırsak kurdu, tenya, solucan gibi bağırsak parazitlerini temizler.
*Mideye kuvvet verir.
* Yüksek mineral ve vitamin içeriği ile de diş ve diş etleri üzerinde çok olumlu etkileri vardır.
* Yüksek doğal şekerler, zengin mineraller (özellikle çinko) ve vitaminler (A , B , B2, B3, D) içeriği dolayısıyla doğal güç ve besin kaynağıdır.
* Yüksek sodyum ve potasyum içeriği sayesinde tansiyon, karaciğer ve akciğer üzerine çok yaralı etkileri bulunmaktadır. Kanın zehirli maddelerini temizler.
*İnsanlığın korkulu rüyası akciğer kanserini %90 oranında önleme gücüne sahiptir.
*Kalbe faydalıdır, kalp çarpıntısını önler
*İnsan vücuduna giren radyasyonu dışarı atar.
İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK VE KEÇİ BOYNUZU
Keçiboynuzunun Yunanca adı keration, İngilizcede carob, Arapçada ise kırrat.
Keçiboynuzu tohumu yüzyıllar boyunca elmas ölçmek için kullanılmış.
Elmaslar ,keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmış.
Bu yüzden keçiboynuzu, kırat ya da karat denilen ölçüye adını vermiş.
Keçiboynuzu çekirdeği doğada ağırlığı değişmeyen bir tohumdur.
Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir.
Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için hem de içine su alması olasılığının çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir.
Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır. Dört tanesi bir dirhem eder. Dirhem değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir. Satıcı iki dirhemlik bir şey satarken (8 çekirdek) lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa bu malı alanın itibarını gösterir.
Olağandan fazla giyinen, süslenen,giyimine özen gösteren kişilere de ”iki dirhem bir çekirdek” denmesi bundan kaynaklanmaktadır.”
Gördüğünüz gibi keçiboynuzu çekirdeği, özelliklerinden dolayı bütün kültürlerde elmasın değişmez ölçüsü olarak kullanılmış, bu ölçüye adını vermiş ve deyimlere yerleşmiştir.
Şimdi bu deyim bize, “ bir damlacık bal için bir çeki odun çiğneyemem” diyen Sultan Mahmut’u hatırlattı yine .Keçi boynuzunun kendisi de ,minicik tohumu da ne kadar değerliymiş meğer.Yüce Allah’ın biz aciz kullarına lutfettiği bu ne güzel bir nimettir,öyle değil mi?
SERAP UYSAL